Logo

Size iyi geleceğiz...


Icon

Telefon

+90 850 308 31 93

Icon

E-Posta

altunizade@isavak.org

Icon

Adres

Altunizade Mah, Kısıklı Cad. NO:51 Üsküdar / İstanbul

Bülten


İlişilerde “Suizan” ve “Hüsnüzan” Döngüleri

30 Ocak 2025 Perşembe
Blog Details

İlişkiler güven üzerine kurulmaktadır. Fakat muhatabımızın insan olduğu bir bağlamda mutlak bir güvenden söz etmek mümkün olamıyor. Herkesin hataları eksikleri olabiliyor. Peki mutlak güvenden söz edemezken nasıl güven üzere ilişkiler kurabiliriz? Güveni; mutlak güven ya da güvensizlik arasında uzanan bir spectrum olarak düşünürsek, ara formların da mümkün olduğu sonucuna varabiliriz. İnsanlar arası ilişkilerde “ara formlar” bazen sınır çizmek bazen mesafe koymak bazen tartışmak gibi durumları içerebilir. Tüm bu örneklerle birlikte çiftlerde daha yapıcı döngülere ihtiyaç duyulduğu söylenebilir.

Kendimi korumam lazım, hakkımı yedirmemem lazım, eğer bir alıştırırsam sorumluluklar hep bana kalır, zaten ne zaman beni önemser ki, kesin unutmuştur, bilerek yapmıyor…..

gibi genellemeler kişiler arası ilişkilerde spontanlığın bozulmasına sebep olabilir. Uzun vadede karşılıklı bir eleştiri  ve haksızlığa uğrama hissi ile mücadeleye dönüşebilir. Burada bazen olumlu davranışların dahi altında olumsuz niyetlerin yattığı düşüncesi ortaya çıkabilmektedir. Tüm bu düşüncelerle ilişkinin olumlu sürmesi oldukça zorlaşmaktadır. 

Peki suizan döngüsüne alternatif neler sunulabilir? Burada alternatif yorumlarımız neler olmalı sorusu ortaya çıkıyor. Belki bunu sadece çiftler arasında değil de tüm insanlar arası ilişkilerde olması gereken bir yeniden düşünme biçimi olarak değerlendirebiliriz. Fakat çiftlerde bu döngüye ihtiyacımız, çok fazla birlikte zaman geçirilmesi sebebiyle, artıyor. Farklı yorumlar için sorgulamalar yaparken hedefimiz “Süizan” döngülerini “Hüsnüzan” ile değiştirmek diyebiliriz. Tabi bu durum oldukça fazla emek istiyor. 

Burada hüsnüzan döngülerine ek olarak kişilerin kendi sorumluluklarını yerine getirmesi de oldukça önemli olabilmekte. Bu sayede karşı tarafa da hüsnüzan fırsatları oluşturmuş oluyoruz. Dolayısıyla belki bu döngüye herkes  kendi sorumluluklarını almak ile başlamalı. Karşı tarafın da kendi sorumluluklarını alacağına dair ya da hali hazırda aldığı anlara dair bir görebilme becerisi geliştirmesi hüsnüzanın bir parçası olarak oldukça önemli. 

Üzerine düşünülmeyen ve bir alışkanlıkla devam eden şüphe ve suizan ilişkilerin katili olabiliyor. Öfke, güvensizlik zamanla ilişkilerdeki nezaketi de azaltıyor. Birbirini gördüğünde evde hissetmesini yerini çiftlerin acaba yine ne olacak gibi kaygıları alabiliyor. Bu ebeveynliğin de zamanla bir parçası haline gelebiliyor. Haksızlığa uğradığını düşünen taraflar zamanla karşı tarafa haksızlık etmeye sonrasında da “kendini gerçekleştiren kehanet gibi” mutsuz ve huzursuz olması sebebiyle tüm bunların sebebini yine karşı taraf yükleyebiliyor. Buralarda ben bu şekilde düşünüyorum fakat ya ortada farklı bir niyet varsa şeklinde bir sorgulamayla başlayan hüsnüzan döngülerine ihtiyacımız var. Bu döngüler ise güven, karşılıklı çabalama motivasyonu,  emek verirken bu emeklerin görüldüğünü biliyor olmanın verdiği emniyet duygusu gibi pozitif çıktıları önümüze getiriyor. 

Kişilerin aklına bu noktada ya haksızlığa uğradığım konusunda haklıysam sorusu gelebiliyor. Burada belki “Her alanda mı?” sorusunu sormak önemli. Sonrasında eğer ilişkiyi devam ettirme motivasyonumuz var ise bize yardımcı olan suizan mı olacak hüsnüzan mı; ebevenyler olarak çocuklarImıza iyi gelen suizannımız mı olacak hüsnüzannımız mı; bize uzun vadede iyi gelen umutlarımızı artıran suizannımız mı olacak hüsnü zannımız mı, sorularını soruyor olmak önemli olabilir.

 

Klinik Psikolog Merve Nur Gündoğdu