+90 850 308 31 93
altunizade@isavak.org
Altunizade Mah, Kısıklı Cad. NO:51 Üsküdar / İstanbul
Her yetişkinin olduğu gibi çocukların da en büyük ihtiyacı anlaşılmaktır. Çocuklarını anlamak da ebeveynler için önemli bir ihtiyaçtır. Ebeveynler çocuklarının duruşundan, bakışından, konuşmasından bir şeyler hissedebilir ve hissettikleri çoğunlukla doğru da olabilir. Ancak çocuklarını daha iyi anlamak isteyen ebeveynler, onları dikkatli bir şekilde gözlemlemeli ve etkin bir şekilde dinlemelidir. Her an çocuğun başında bir helikopter gibi dönmek değildir gözlemlemek ve dinlemek. Her şeyini bilmek istemek, didiklemek de değildir. Peki, beklentilerin her geçen gün arttığı bu düzende, ebeveynler ne yapsınlar da fark etsinler çocuklarını?
Çocukların dili oyundur ve kendilerini kelimelerle istedikleri şekilde ifade edemeyebilirler. Anne babaların çocuklarıyla oyun oynayarak geçirdikleri zaman çok kıymetlidir. Her oyunun bir anlamı olmak zorunda olmadığı gibi, çocuklar hissettiklerini ve yaşadıklarını oyuncakları kullanarak ailelerine aktarmaya çalışabilirler. Çocuklar, duygu ve düşüncelerini davranışları ile anlatırlar. Anne babalar çocuklarını gözlemleyerek sürekliliği olan davranışları fark edebilir ve çocuklarını daha iyi anlayabilirler.
Çocuklar, doğru sorular sorulduğunda ve duygularının fark edildiğine güvendiklerinde anlatmak istediklerini kelimelerle de anlatabilirler. Genel sorulardansa, detay sorular sormak çocukları anlamayı kolaylaştırabilir. “Bugün okulda ne yaptın?” yerine “Bugün ilk arada ne yaptın?” diye sorulabilir. Bu konuşmaların ayak üstü olmaması ve çocukları can kulağıyla dinlemek önemlidir. Çocukların, ebeveynlerinin bölünmemiş dikkatlerine ihtiyaçları vardır.
Çocuklar ile kaliteli zaman geçirmek de son zamanların popüler başlıklarından! Yoğun bir düzende her zamanı dolu dolu değerlendirmek zor olabilir. Bu konu her ne kadar kritik olsa da, çocuklar ile kaliteli zaman geçirememektense hiç zaman geçirmemeyi tercih etmek doğru değildir. Anne babalar çocukları ile vakit geçirmeyi bir programmış gibi yapmamalılar. Hayatın doğal akışında bir rutin oluşmalıdır.
Çocukların psikolojisinde yatkınlık yani biyolojik faktörler büyük bir paya sahiptir. Ancak çevrenin etkisi de göz ardı edilmemelidir. Çocukların bulunduğu ortamlara, etkileşimde oldukları kişilere dikkat etmekte fayda vardır. Ayrıca, çocukların yetiştiği dönem de göz önünde bulundurulmalıdır. Günümüzde tablet ile oynadığı için bir çocuğa kızmak, 90’lı yıllarda sokakta oynayan çocuğa kızmakla eş değerdir. Nasıl babanın işten gelmesi ya da akşam ezanı sokakta oynamak için bir süre kısıtlamasıysa, ekran için de gerektiğinde esneyebilen sınırlar olmalıdır.
Ebeveynler çocuklarının mizaçlarını önemsemelidirler. Çocukların duygusal zekâsı ve kapasitesi görmezden gelinmemelidir. Her çocuğun kendine özgü yanları vardır. Anne babaların çocuklarını bu yönleriyle kabul etmeleri, çocuklarını daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Bir balığın ağaca çıkmasının beklenmeyeceği gibi, çocukların da yapıları dışında hareket etmeleri beklenmemelidir.
Hepsinden önemlisi ve öncelikli olması gereken ise ebeveynlerin çocuklarını sağlıklı bir şekilde sevmesidir. Anne babaların kendilerini, birbirlerini ve çocuklarını sevmeleri şarttır. İlgilenmek, dinlemek ve anlamak için çabalamak sevmenin en güzel dışavurumlarındandır.
Psikolog Elif Büşra Bozali