+90 850 308 31 93
altunizade@isavak.org
Altunizade Mah, Kısıklı Cad. NO:51 Üsküdar / İstanbul
Ekran Süresi ve Çocukların Ekranla Vakit Geçirme İsteği
Eğitim, sosyal hayat ve iş yerleri gibi gündelik yaşamın bir parçası olan her alanda varlığını hissettiren dijital araçlar; çocuklar, gençler, yetişkinler ve yaşlılar olmak üzere bütün yaş gruplarını farklı şekillerde ve yönlerde etkilemeye devam etmektedir. Uzun süreli ekrana maruz kalmanın özellikle çocuklar üzerinde azımsanamayacak etkileri bulunmaktadır. Öyle ki geldiğimiz noktada çocukların ekranla haşır neşir olma istekleri ve geçirdikleri süre kontrol edilmesi güç bir haldedir. Bu durumun başlıca nedenleri arasında elektronik araçların ulaşılabilirliğinin artmış olması ve çocukların küçük yaşlardan itibaren medyaya fazla maruz kalmaları yer almaktadır. Medya araçlarını küçük yaşlardan beri kullanmaya başlayan çocukların yaşla birlikte ekran karşısında çok daha fazla vakit geçirdikleri görülmektedir. Ebeveynlerin problemlerle baş etme stratejilerine de büyük oranda yansıyan ekran kullanımı, çocukları kontrol etme noktasında adeta bir yardımcı görevi üstlenmektedir. Aileler tarafından çocukları susturmak ve yatıştırmak için bir nevi bakıcı gibi kullanılan ekran, çocukların ona olan dikkatinin ve bağlılığının her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Özellikle covid-19 pandemisi döneminde önemli bir eğitim materyali olarak kullanılan ekranlar, internetin bilgiye erişimde sağladığı kolaylık dolayısıyla da son dönemin elzem ihtiyaçları arasında sayılabilmektedir. Bunların yanında daha büyük çocuklar ve ergenler için sosyal medya kullanımı; arkadaşlarıyla bağlantı kurma, kendilerini ifade etme ve sosyal kabul arayışı nedeniyle cazip hale gelmektedir. Ekranlar, çocuklar ve gençler için stresli veya zorlayıcı durumlardan kaçma aracı haline gelmiştir. Bu nedenle oyunlar ve sosyal medya içeriklerine ayrılan ekran süresi de ekranın onlara rahatlama ve eğlenme yolları sunması bakımından her geçen gün artmaktadır. Ayrıca fiziksel aktivitelerin ve meşguliyetlerin yetersizliği gençler ve çocukların ekrana daha fazla yönelmelerine neden olmaktadır.
Erken Gelişimsel Dönemde Ekrana Maruz Kalmanın Sonuçları: Sanal Otizm
Bilişsel ve dil gelişiminin en etkin ve hızlı olduğu çocukluk döneminde uygun uyaranların çocuğun gelişimini desteklemesi oldukça önemlidir. Okul öncesi ve okul çağında çocuklarda eğitsel olmayan medyanın ileri dönemlerde dil, iletişim, davranış ve bilişsel konularda olumsuz etkileri olduğu bildirilmiştir. İnternet ve elektronik cihazlar sanal ortamı henüz anlamlandırma yeteneği gelişmemiş çocuklar için çeşitli riskleri beraberinde getirmektedir. Ekran başında geçen süre doğrultusunda az enerji harcama, pasif alıcı olma, uygunsuz içeriklerle karşılaşma, fiziksel aktivite yetersizliği, obezite, kas iskelet sistemi rahatsızlıkları, görme sorunları, saldırgan davranışlar, uyku sorunları ve benzeri problemler sözü geçen risklerden bazılarıdır. Sürekli olarak ekran karşısında çevresinden izole şekilde bulunan bir çocuk, otizm için de riskli grupta sayılmaktadır. Bu bağlamda klasik otizmden biraz daha farklı olan sanal otizm, özellikle küçük çocuklarda aşırı ekran maruziyetinin (tablet, televizyon, akıllı telefon vb.) otizme benzer belirtiler göstermesine yol açan durum, olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, klasik otizm spektrum bozukluğu (OSB) teşhisi konan çocukların bazıları için, aşırı ekran süresine bağlı olarak geliştiği düşünülen dil ve sosyal iletişim bozuklukları, göz teması eksikliği ve tekrarlayan davranışlar gibi otistik belirtiler göstermeleri nedeniyle kullanılmaktadır. Sanal otizmin genel olarak; sosyal iletişimde zorluklar, dil gelişiminde gecikmeler, tekrarlayıcı davranışlar ve oyun becerilerinin eksikliği gibi belirtileri bulunmaktadır. Sanal otizm, nörogelişimsel bir bozukluk olan otizm spektrum bozukluğundan farklıdır. Sanal otizm, ekran maruziyetiyle bağlantılı geçici belirtilere işaret ederken, otizm spektrum bozukluğu doğuştan gelen ve yaşam boyu devam eden bir durumdur. Bu bağlamda sanal otizmin, klasik otizmden farklı olarak ekran süresinin sınırlanması ve erken müdahaleyle belirtilerinin azalması ya da ortadan kalkması mümkün olabilir. Tedavi, önleme ve erken müdahale kapsamında çocukların ekran başında geçirdikleri süreyi azaltmak ve sosyal etkileşimleri artırmak önemli bir adım olarak görülmektedir. Çocuklara ekran dışı etkinlikler sunmak, onlarla oyun oynamak, kitap okumak ve sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak önerilmektedir. Belirtiler devam ederse, çocukların gelişimsel değerlendirme ve destek alması gerekebilir. Bu destek, dil terapisi, sosyal beceri eğitimi gibi süreçleri içerebilir.
Sena YIĞCI