+90 850 308 31 93
altunizade@isavak.org
Altunizade Mah, Kısıklı Cad. NO:51 Üsküdar / İstanbul
Günümüzde sosyal medya kullanım süresinin artmasıyla siber zorbalığa maruz kalma oranı paralel olarak artmaktadır. Siber zorbalığa maruza kalmak; çocukların hayatında önemli bir stres kaynağı olarak nitelendirilmektedir. Bu maruziyet, çocukların duygularının incinmesine, utanmalarına ve hatta bazen korkmalarına neden olmaktadır.
Siber zorbalık, bir birey veya grubun bir bilgi ve iletişim teknolojilerini diğer bireylere zarar vermek maksadıyla, kötü niyetle ve tekrarlayan biçimde kullanması şeklinde tanımlanmaktadır (bireyleri aşağılamak, şantaj yapmak, utandırmak, taciz etmek, dedikodu yaymak) İnstagram ve Twitter gibi sosyal medya araçlarının yanı sıra anlık mesajlaşma kanalları olan Discord, Wp ve çevrim içi oyun Chat grupları aracılığıyla da gerçekleşmektedir. Siber zorbalığın tanımı kadar merak edilen diğer bir nokta ise bu zorbalık türünün altında yatan nedenlerin varlığıdır.
Peki bir çocuk neden siber zorbalık yapar? veya neden siber zorbalığa uğrar? Bu soruların cevapları aslında ilişki kurma yeteneğinde gizlidir. Bir çocuk gerçek hayatında ilişki kurma ihtiyacını karşılayamıyorsa veya yakın çevresi (öğretmen, anne, baba, arkadaşlar vs. ) tarafından çok fazla yargılanıyor, değersiz hissettiriyorsa bir takım işlevsel olmayan davranış örüntülerini sergilemeye başlamaktadır. Değer görebilmek adına diğer çocukların üzerinde güç kullanma yoluna giderek bu ilgi açlığını telafi etmeye çalışmaktadır. Güç istencini gerçek hayatta karşılamakta güçlük çeken çocukların, daha az risk barındıran sosyal mecraları kullanarak gerçekleştiriyor olması bu durumun gittikçe yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Benzer şekilde maruz kalan çocuklarında ilişki kurma konusunda sorun yaşadığı gözlenmektedir. İlişki kurabilmenin temelinde sınırları belirlenmesi yatmaktadır. Maruz kalan çocukların sınırlarını belirleme noktasında zorluk yaşadıkları ve bu sınırların oldukça geçirgen olduğu görülmektedir.
Gittikçe artış gösteren siber zorbalıkla mücadelede ebeveynlere oldukça büyük bir rol düşmektedir. Buradaki en önemli nokta ebeveynin karşı karşıya kalınan durumu iyi değerlendirmesi ve gereken müdahaleyi yapmasıdır. Bu farkındalık için gereken temel argüman ise çocuğumuzu ilişkisel bağlamda iyi okumaktan geçmektedir. İnternet kullanımı sırasında ani duygu değimleri ve ebeveynleri girdiği mecralardan uzak tutmaya dair eğilimin varlığı, çocuğun teknolojiyle olan ilişkide bir şeylerin ters gittiğine dair bilgi verebilmektedir. Bunun yanı sıra günlük rutin içerinde öfkenin dışavurumu, içe çekilme, uyku ve iştah problemleri de birer yardım çağrısı olarak kendini gösterebilmektedir. Ebeveynin kısa vadede, bu işaretlerin takipçisi olması ve izin verici bir tutum sergileyerek bu durumu çocuğu ile konuşması işlevsel müdahaleler arasında yer almaktadır. Uzun vadede ise çocuklara kendi sınırlarını korumayı öğretmesi ve iletişim kurmada iyi bir rol model olması bu probleme karşı koruyucu önlemler arasında yer almaktadır.
Klinik Psk. Gurbet Ulaşkın